CHP, üç Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi (KHK) ve 7539 sayılı kanunun bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurdu.

Üç Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin İptali İsteniyor

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, 175, 176 ve 177 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri'nin iptalini istediklerini açıkladı. Günaydın, bu kararnamelerin, AYM'nin "Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenemez" uyarısına rağmen çıkarıldığını ve TBMM'nin yetkilerinin gasp edildiğini belirtti. CHP, bu kararnamelerin Anayasaya aykırı olduğunu savunarak, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını beklediklerini ifade etti. Parti, yasama yetkisinin ihlal edildiğine dair ciddi endişeler taşıyor ve bu uygulamanın demokratik kuralların işleyişine zarar verdiğini düşünüyor. Bu durum, yürütme ve yasama organları arasındaki dengeyi bozmakta ve hukukun üstünlüğünü tehdit etmektedir. Bu nedenle CHP, Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda kararlı bir tutum sergilemesini bekliyor.

7539 Sayılı Kanun'un Bazı Maddeleri Tartışılıyor

İkinci başvuru ise, 7539 sayılı 'Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un bazı maddelerinin iptaline ilişkin. Günaydın, bu kanunun Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) aşırı yetkiler verdiğini ve bu durumun Anayasaya aykırı olduğunu savundu. Kanun, DDK'ya kooperatifler ve birliklere denetim yapma ve adli soruşturma başlatma yetkisi veriyor. Bu yetkilerin DDK'nın görev tanımıyla örtüşmediği ve Anayasada sayılmayan kurumlara bu yetkilerin verilmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu belirtildi. Ayrıca, DDK'ya kamu görevlilerini görevden uzaklaştırma yetkisi verilmesi de eleştirildi. Bu yetkinin kötüye kullanılma riskinin yüksek olduğu ve demokratik denetimleri zedelediği savunuldu. CHP, bu maddelerin yürürlüğünün durdurulmasını ve iptalini talep ediyor. Bu durum, yargı bağımsızlığı ve kamu yönetiminde hesap verebilirlik ilkelerinin korunması için son derece önemlidir.

Ekrem İmamoğlu Hakkındaki Soruşturmaya İlişkin Başvuru

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan soruşturmalara ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın basın açıklamalarındaki ifadelere karşı da Anayasa Mahkemesi'ne başvuruldu. Günaydın, basın açıklamalarında kullanılan ifadelerin yargı bağımsızlığına ve masumiyet karinesine aykırı olduğunu belirtti. Yargı görevlerinin mahkemeler aracılığıyla yapılması gerektiğini ve savcılık açıklamalarının idari işlemlerden ibaret olduğunu vurguladı. Suçlamalarla ilgili eleştirilerde bulunanların soruşturulmasının ve kamuoyunda suçlu gibi gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Bu başvuru, yargı süreçlerinin şeffaf ve tarafsız yürütülmesi ve ifade özgürlüğünün korunması açısından büyük önem taşıyor. Bu durum, demokratik hukuk devletinde yargı süreçlerinin tarafsız ve şeffaf yürütülmesinin önemini bir kez daha ortaya koymaktadır.