İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerini "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından resen soruşturmaya aldı. Soruşturma, Baro'nun 21 Aralık 2024 tarihinde Twitter hesabından yaptığı bir açıklamaya dayanıyor. Başsavcılık açıklamasında, Baro'nun PKK'lı Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'i övdüğü, sözde gazetecilik faaliyetleri nedeniyle öldürülmelerini "devletin savaş suçu işlediği" şeklinde yorumlayarak yanıltıcı bilgiler yaydığı iddia edildi. Bu açıklamada, iki gazetecinin Suriye'de yaşanan olayları takip ederken öldürülmesinin uluslararası hukuku ihlal ettiği ve devlet tarafından soruşturulması gerektiği belirtiliyordu. Savcılık, Baro'nun bu açıklamasının terör örgütü propagandası ve halkı yanıltıcı bilgilendirme kapsamına girdiğini savunuyor. Olayın ardından Şişhane Meydanı'nda yapılması planlanan basın açıklamasında gözaltına alınan Baro üyeleri ve gazetecilerin durumuna da açıklamada değinilmiştir. Bu durumun da soruşturmanın kapsamına dahil olduğu belirtilmektedir.

İstanbul Barosu'nun Açıklaması ve İddialar

İstanbul Barosu'nun söz konusu açıklamasında, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Suriye'de yaşanan olayları takip ederken öldürülmesinin Uluslararası İnsani Hukuk ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali olduğu, savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınmasının ise Roma Statüsü'ne göre savaş suçu olduğu vurgulanmıştır. Baro, çatışma bölgelerinde görev yapan gazetecilerin korunmasının önemini vurgulayarak, olayla ilgili etkin bir soruşturma yapılmasını ve gözaltına alınanların serbest bırakılmasını talep etmiştir. Açıklamada, Şişhane Meydanı'nda gözaltına alınanlar arasında Baro üyeleri, hukuk fakültesi öğrencileri ve gazetecilerin olduğu belirtilmiş ve Anayasal haklarını kullananların gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğu ifade edilmiştir. Bu açıklamanın, Başsavcılık tarafından terör propagandası ve halkı yanıltıcı bilgilendirme olarak değerlendirildiği belirtilmelidir.

Başsavcılık Açıklaması ve Soruşturmanın Kapsamı

Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı açıklamada, İstanbul Barosu'nun Twitter paylaşımının terör örgütü propagandası ve halkı yanıltıcı bilgi yayma suçlarına dayanak oluşturduğu belirtildi. Açıklamada, Baro'nun PKK mensuplarını övdüğü ve devletin savaş suçu işlediğini iddia ederek kamuoyunu yanıltmaya çalıştığı vurgulandı. Soruşturma kapsamında, İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin ifadelerine başvurulacağı ve olayla ilgili delillerin toplanacağı öngörülüyor. Başsavcılık, soruşturmanın tüm yönleriyle titizlikle yürütüleceğini ve adaletin gereği yapılacağını belirtti. Olayın ulusal ve uluslararası boyutları göz önünde bulundurulduğunda, soruşturma sonucunun önemli yasal ve siyasi sonuçlar doğurabileceği tahmin ediliyor. Bu durum, basın özgürlüğü ile terörle mücadele arasındaki hassas dengeyi de gündeme getiriyor.

Uluslararası Hukuk ve Basın Özgürlüğü Tartışması

Bu olay, uluslararası hukuk normları ile basın özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi yeniden gündeme getirdi. İstanbul Barosu'nun açıklamasının, uluslararası hukuk ilkelerine atıfta bulunarak gazetecilerin korunmasını savunması, bir yandan haklı bir talebi dile getirirken, diğer yandan terör örgütü propagandası suçlamasıyla karşı karşıya kalmasına yol açtı. Bu durum, basın özgürlüğünün sınırlarının ve terörle mücadele bağlamında nasıl yorumlanması gerektiği konusunda önemli tartışmalara neden oluyor. Olayın nasıl sonuçlanacağı ve hukuki sürecin nasıl işleyeceği, gelecekte benzer olaylar için bir emsal oluşturacak.
İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu hakkında soruşturma başlatıldı